Ortak Tarım Politikası Nedir?
“Ortak Tarım Politikası sadece çiftçiler için değil, bütün AB vatandaşları için vardır.” Dacian Cioloş
Avrupa Ekonomik Topluluğunun kurucu üyeleri arasındaki ticaretin serbestleştirilmesine yönelik düzenlemeler, bu ülkeler arasındaki ticarette önemli bir paya sahip olan tarımsal ürünleri de kapsayacak şekilde ele alınmıştır. Böylece, bir yandan entegrasyon sürecinin başarısı için oldukça önemli bir adım atılırken diğer yandan da karşılaştırmalı üstünlük alanları itibariyle farklılık gösteren Batı Almanya ve Fransa’nın Topluluğa üyelikten elde edecekleri kazanımlar arasında denge sağlanmıştır. Tarımsal ürünlerinin gümrük birliğine dâhil edilmesi, beraberinde tarım sektöründe ortak bir politika oluşturulması gerekliliğini getirmiştir. Zira üye devletlerde tarımsal piyasaların istikrarı için benimsenen farklı politikalar ticareti bozucu etkiler yaratabilecektir. Böylelikle, tarım ürünleri için ortak piyasanın işleyişi ve gelişimi için Ortak Tarım Politikasının (OTP) oluşturulması hükmüne varan Avrupa Ekonomik Topluluğunu kuran Roma Anlaşmasının 38. Maddesi (Avrupa Birliğinin İşleyişine Dair Anlaşma-ABİA- 38. Madde), OTP’nin hukuki dayanağını oluşturmuştur.
OTP’den Beklentiler Nelerdir?
II. Dünya Savaşı sonrası dönemde küresel anlamda tarım politikalarının önceliği gıda arzını güvence altına almak olmuştur. Aynı durum, 1960’lı yılların başında uygulanmaya başlanan OTP’nin önceliklerine de yansımıştır. Ancak, OTP’de reform dalgasının başladığı 1988’den günümüze kadar geçen sürede, tarım sektörünün sağladığı kamusal faydalar olarak addedilen çevre, iklim değişikliği, kırsal kalkınma, sosyal uyum gibi alanlar da öncelikler arasında yer almaya başlamıştır. Toplumsal tartışma sürecinde katkıda bulunan katılımcıların Birliğin tarım politikasından beklentileri de, OTP’nin önceliklerinde zaman içerisinde meydana gelen bu değişikliklerin toplumun beklentileriyle paralel olduğunu doğrular niteliktedir. Gıda güvencesi ve güvenliği, üreticilere sağlanan destekler ve uygun fiyatta kaliteli ürün beklentiler arasında yerini korurken, OTP’nin çevreye duyarlı üretim tekniklerini teşvik etme, kırsal alanda sürdürülebilirliği sağlama, gelişmekte olan ülkelere gıda yardımından ziyade bu ülkelerde tarımsal üretime teknik destek sağlama, kırsal nüfusun istikrarına yönelik istihdam yaratma gibi hususlara ağırlık vermesi gerektiği düşüncesi geniş bir kesimin ortak paydasını oluşturmuştur. Bunun yanında, Almanya, Avusturya ve Hollanda’da hayvan hakları savunucuları yüksek oranda katılım gerçekleştirerek, hayvan refahı kurallarına karar alıcılar tarafından daha fazla önem verilmesi gerektiğine vurgu yapmıştır. Özetle, toplumsal beklentiler sadece tarımsal üretimle bağlantılı olmayıp, çok işlevsel bir OTP noktasında birleşmiştir.
2020’ye doğru OTP
2013 yılı sonrası AB bütçesinin yeniden şekillendirilmesine ilişkin Avrupa Komisyonun 19 Ekim 2010 tarihinde yayımladığı raporda, AB bütçesinin temel ilkeleri ve işleyişi konularının kapsamlı bir şekilde ele alınmasının yanı sıra, bütçenin büyük bir bölümünü oluşturan OTP’de de Avrupa 2020 Stratejisinin ışığında önemli birtakım değişikliklerin yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu kapsamda, rapor, doğrudan ödemelerin yeniden düzenlenmesi, OTP’nin çevre ve iklim değişikliği konularına daha fazla önem veren bir yapıya bürünmesi, DTÖ yeşil kutu (green box) ödemelerine uygun ve üye ülkeler arasındaki dengesiz dağılımı bertaraf edecek şekilde doğrudan ödeme seviyelerinin yeniden ayarlanması, daha etkin bir kırsal kalkınma stratejisinin öncelik kazanması gibi birçok konuda yenilikler öngörmektedir.